Yeni Yıl

31 Aralık 2010 Cuma

Bu
Yılbaşı
ağacımı
Hediyelerle
donatmak
yerine, her dalını
bir dostumun adı ile
süslemek istedim…
Yakın dostlar, uzakta olan
arkadaşlar. Eski arkadaşlar,
yeni dostlar. Her gün gördüklerim
ve ara sıra görüşebildiklerim. Hep
aklımda olanlar ve sıkca unuttuklarım…
Her zaman yanımda olanlar ile olamayanlar
Kötü gün dostlarım, hep destek olanlar...Istemeden
üzdüğüm dostlar ve istemeden beni üzenler. Cok yakınımda
olanlar, ulasamadiklarim, yıllardır görmediklerim, özlediklerim....
Vefa borcu olduklarım. Bir telefon uzaklığında olanlar. Alçak gönüllüler,
gönülden sevenler. Az yada cok hayatıma girmiş
tüm isimler…. Bu
agaçta hepsinin
kökleri sağlam,
dalları uzun ve
Güçlü olacak.
İsimleri daima
asılı kalacak…
Her yeni yıl, eskilerin yanına yenileri eklenecek.
Zor anlarda ağacımın gölgesi dostları, ve dostlukları
bir nefes serinletecek. Yeni yılla gelen tum yeni
umutların, yeni başlangıçlarn, dostların, bütün yeni
günlerinizi aydınlatması ve sizlerle daha güzel an' lar
paylaşmak dileğimle.....

 
İYİ Kİ VARSINIZ ...





27 Aralık 2010 Pazartesi

Çikolatalı sufleyi ailece çok seviyoruz hatta çikolatalı herşeyi çok seviyoruz desem daha yerinde olacak Bazen  Derya'cığım  mutfağa gidip  o anda canı ne isterse yapar hem biz tadarız hem kendisi, eğer evde gerekli malzeme yoksa ne yapar eder babasını tavlar ve markete gönderir o da sağolsun hiç kırmaz alıp gelir. İşte bu çikolatalı sufle de kızımın eseri nasıl olmuş? Bence çok güzel oldu hatta benden daha iyi yaptığını samimiyetle söyleyebilirim.. Tarif Sevgili Burcu' ya ait http://pastaci.blogspot.com/2006/03/ikolatali-sufle.html tarifi birebir uyguladık, biz yerken sadece pudra şekeri serpmekle yetindik.  Burcu'ya çok teşekkür ederiz.

Gerekli Malzemeler ;


( 4 kişilik )   bu ölçülerle küçük kalıplarda 8 adet çıktı

30 gr tereyağı (2 yemek kaşığı)

2 çorba kaşığı un

250 ml süt ( 1 su bardağı +1/4 su bardağı)

200 gr kakao oranı yüksek bitter çikolata

4 yumurta sarısı (çırpılmış)

1 yumurta beyazı

Fırınımızı 210 dereceye getirip ısıtmaya başlayalım.



Yapılışı:

Sufle kalıplarımızın içerisini eritilmiş tereyağı ile yağlayalım ve azar azar şeker ekleyerek her tarafını bulayalım.
Tereyağımızı bir küçük tencereye koyup eritelim. Eridikten sonra üzerine unumuzu ilave edelim ve devamlı tahta kaşık ile karıştıralım. Rengi ballaşınca ve baloncuklar çıkınca üzerine sütümüzü ilave edelim. Ara sıra karıştırarak sütümüzü kaynatalım. Kaynadıktan sonra sütümüzü ocaktan alıp içerisine çikolatalarımızı ilave edelim ve devamlı karıştırarak çikolataların iyice erimesini sağlayalım. Daha sonra üzerine çırpılmış yumurta sarılarını ilave edip hepsini iyice yedirelim.Bu arada yumurta akını mikser ile köpürene kadar çırpalım. Köpüğü ve diğer çikolatalı karışımı birleştirip kaşıkla şöyle bir karıştıralım.

Sufle kalıplarımıza karışımımızı paylaştıralım. Önceden 210 derecede ısıttığımız fırınımızda suflelerimizi 15 dakika pişirelim.
Fırından çıkarınca hemen servis yapalım. Üzerine sıvı krema veya pudra şekeri serpiştirerek süsleyebiliriz.

22 Aralık 2010 Çarşamba

  • 22 Aralık 2010 Çarşamba
  • 6 yorum

Yeni yılda hediyeleşmek güzeldir...Sizide haberdar edeyim dedim..

http://nslstore.blogspot.com/2010/11/nslstorenet-ylbas-ozel-hediyeleri-2011.html?spref=bl 

blog sahibi arkadaşımız çok güzel hediyeler dağıtıyor ilginize sunulur. Hediyeleri  çok beğendim.  sizde bir göz atın isterseniz..

http://missdominikastylebox.blogspot.com/2010/11/dominikadan-hediye-cekilisi.html
yeni yılda bir çok hediye dağıtılıyor. Yine bir hediye çekilişi de burada  var.


Bol sans!

20 Aralık 2010 Pazartesi





Bu lezzeti çok önceleri üç dört defa denemiştim.  Bizim damak tadımıza çok yatkın.. Meze, yardımcı yemek, salata veya çay ikramlarında sunabileceğiniz çok güzel bir alternatif.. En son yine sevgili pepela'nın (http://cafepepela.blogspot.com/ tarifinde o güzel fotoğraflarıyla görünce, yapmak istedim ve arkadaş toplantımızda ikram ettim. Çok beğenild,i oldukça çok yapmıştım ve kalanı derin dondurucuma kaldırdım.. Dilediğim zaman çıkartıp kızartıyorum .Eğer, siz hala denemediyseniz en kısa zamanda bu lezzetten kendinizi mahrum bırakmayın derim.. Ben Pepelanın kullandığı bazı baharatları ne yazıkki dokunduğu için ilave edemedim ama siz kendi damak tadınıza göre kullanabilirsiniz.. Özellikle nohutla kimyonun ve tahinin birlikte oluşturduğu nefis lezzeti damaklarınızda duyumsayın, yanında sevdiğiniz bir dip sosla servis edin..Afiyetler olsun...
Sevgili Pepelacığıma tarifi için çok teşekkürler.

Malzemeler:

1 bardak haşlanmış nohut
1/2 bardak bulgur
1 büyük beyaz soğan (ince doğranmış)
2 diş sarımsak rendesi
1/2 demet ince kıyılmış maydonoz
1 büyük yumurta
2 tatlı kaşığı kimyon
1 çay kaşığı kırmızı toz biber
1 çay kaşığı kekik
1 çay kaşığı karabiber
1 çorba kaşığı tahin
2-3 çorba kaşığı galeta unu
1 buçuk tatlı kaşığı tuz
1/2 paket kabartma tozu
(Baharatları arzunuza göre ayarlayabilirsiniz)
Kızartmak için yağ

Yapılışı:

-Bulguru sıcak su ile ıslatın, ağzını kapatın ve 10 dk. çekmesini bekleyin.
-Nohut, yumurta,sarımsak,soğan,tahin , baharatları mutfak robotunda iyice çekin.
-En son olarak kabartma tozunu ilave edin.
-Karışımı kaba alıp,bulguru ve galeta ununu (azar azar) ekleyip 1-2 dk yoğurun.
-1 saat buzlukta da tutup ,sertleşmesini bekleyin.)
-Harcınızdan cevizle fındık arası büyüklükte köfteler hazırlayın.
-Orta boy bir tencereye bol yağ koyup kızdırın.
-Köftelerinizi altın rengi oluncaya kadar kızartın.
-Fazla yağını emmesi için kağıt havlu üzerine alın dilediğiniz bir sos ile bu servis edin.
Sevgili  blogger arkadaşlarımın duyurusunu bende yayınlamak istedim. Şu soğuk kış günlerinde evsizlere  son derece faydalı olacağı kesin.. Yeni bir yıla girerken ne yazık ki her şey güllük gülistanlık değil ülkemizde. Pek çok gelişmiş ülkede dahi çözümlenemeyen sosyal bir yara var; evsiz insanlar. Tüm dünyada homeless, obdachlos vs adı ile bilinen bu insanlar ekonomik, ailevi ya da ruhsal nedenlerle sokaklarda yaşıyorlar. Ağır kış şartlarında hasta, aç ve çaresizlik içinde pek çok insan sokaklarda yardıma muhtaç durumda. Nereye sığınacaklarını ya da oralara nasıl ulaşacaklarını bilmiyorlar.Onlara yardım edebilecek sosyal kurumlar olduğunu biliyor muyuz? Ya da bu kurumlara nasıl ulaşabileceğimizi? Bu durumdaki insanlara yardımcı olabilir, onların güvenli bir yere alınıp bakılmalarını, en azından donmaktan ve açlıktan kurtulmalarını hatta tedavi edilmelerini sağlayabiliriz.


İşte ülke çapında, böyle insanları bildirebileceğimiz telefon numaraları:


Adana Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0322 458 84 24


Adıyaman Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0416 216 10 82


Afyon Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0272 213 19 83


Ağrı Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0472 215 24 99


Amasya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0358 218 49 83


Ankara Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0312 418 66 62


Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0242 243 44 75


Artvin Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0466 212 10 69


Aydın Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0256 214 50 36


Balıkesir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0266 249 29 73


Bilecik Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0228 212 20 37


Bingöl Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0426 213 15 40


Bitlis Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0434 226 50 00


Bolu Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0374 217 70 05


Burdur Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0248 233 53 28


Bursa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0224 327 76 45


Çanakkale Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0286 217 15 70


Çankırı Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0376 212 29 43


Çorum Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0364 224 65 32


Denizli Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0258 265 47 06


Diyarbakır Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0412 223 01 44


Edirne Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0284 212 73 09


Elazığ Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0424 218 15 73


Erzincan Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0446 214 38 47


Erzurum Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0442 234 15 41


Eskişehir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0222 217 46 05


Gaziantep Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0342 231 65 22


Giresun Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0454 215 75 35


Gümüşhane Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0456 213 59 71


Hakkari Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0438 211 99 19


Hatay Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0326 216 10 89


Isparta Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0246 223 49 40


İçel Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0324 231 12 55


İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0212 455 13 00


İzmir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0232 445 71 83


Kars Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0474 212 69 10


Kastamonu Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0366 212 42 62


Kayseri Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0352 221 34 91


Kırklareli Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0288 214 30 80


Kırşehir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0386 262 11 67


Kocaeli Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0262 322 39 82


Konya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0332 320 64 41


Kütahya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0274 223 02 32


Malatya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0422 323 09 09


Manisa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0236 231 10 01


Kahramanmaraş Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0344 215 86 47


Mardin Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0482 212 44 79


Muğla Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0252 214 12 40


Muş Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0436 212 90 56


Nevşehir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0384 213 38 21


Niğde Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0388 232 34 86


Ordu Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0452 225 01 61


Rize Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0464 213 04 04


Sakarya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0264 277 36 92


Samsun Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0362 435 59 45


Siirt Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0484 224 66 49


Sinop Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0368 261 52 27


Sivas Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0346 224 26 53


Tekirdağ Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0282 261 12 88


Tokat Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0356 212 51 14


Trabzon Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0462 230 21 34


Tunceli Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0428 212 12 77


Şanlıurfa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0414 312 94 86


Uşak Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0276 223 98 27


Van Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0432 212 11 38


Yozgat Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0354 212 10 47


Zonduldak Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0372 252 04 17


Aksaray Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0382 212 46 78


Bayburt Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0458 211 46 01


Karaman Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0338 214 02 22


Kırıkkale Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0318 224 27 25


Batman Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0488 214 27 42


Şırnak Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0486 216 29 83


Bartın Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0378 227 30 38


Ardahan Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0478 211 57 77


Iğdır Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0476 227 15 02


Yalova Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0226 811 11 04


Karabük Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0370 415 61 51

Kilis Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0348 813 25 48

Osmaniye Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0328 825 01 61

Düzce Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü - 0380 512 09 32


Sizler de bu bilgileri blog sayfalarınızda, facebook'ta paylaşabilir, olabildiğince çok sayıda insana ulaştırabilirsiniz. Bu tür çalışmalardan sonuç alabilmek için bir kaç kişinin çabası yeterli olmaz. Birlikte pek çok evsiz insanayardımcı olabiliriz. Bu telefon numaralarına ulaşmamı sağlayan Anne Kaz' ve Begonvilli ev  'e çok teşekkürler.

15 Aralık 2010 Çarşamba



Tarif, zevkle takip ettiğim  http://yemekbirask.blogspot.com/ bloğunun sahibi sevgili Seval'e ait. onun sunumu bence daha hoş görünüyor ama lezzet bakımından yiyenlerden tam not aldık..Davetleriniz için önceden hazırlayıp misafir geldiğinde de milföylere sarıp hemen fırınlayabilirsiniz. Sıcak bagetlerinizi yanında dilediğiniz bir garnitür + pilavla servis yapabilirsiniz. Ben tereyağında sotelediğim brüksel lahanası ve arpa şehriye pilavı + patates salatası ile servis yaptım. Afiyetler olsun..
Malzemeler:


1 kg. tavuk baget

1 büyük kahve fincanı zeytinyağ

1büyük kahve fincanı süt

5 diş sarımsak

1çay kaşığı köri

tuz

karabiber

1 çay kaşığı kişniş

milföy

1 yumurta sarısı

Hazırlanışı:
Sarımsakları hafif tuzla ezin. Süt, zeytinyağ, tuz ve baharatları ekleyin karıştırın bagetleri sosun içine yatırın buz dolabına kaldırın, en az üç saat bekletin.

Teflon tavaya sosuyla beraber alıp her tarafını kızartın. Soğumalarını bekleyin.

Milföylerden uzun şeritler hazırlayıp bagetin bir ucundan başlayıp her tarafını sarın. (Ben açıkta kalan kemik kısımları aliminyum folya ile kapattım.)

Tepsiye fırın kağıdı yayıp bagetleri dizin ve üzerine 1 yemek kaşığı zeytinyağla çırpılmış yumurta sarısı sürün 200C fırında pişirin.

6 Aralık 2010 Pazartesi

Yine arşivden bir tarifim var..
Milföy tatlısı sever misiniz? Ben çok severim. Bu hamura en çok yakışan tatlıdır bence . Onu çıtır çıtır ısırırken kendimden geçerim hatta birşey itiraf edeyim çok paylaşımcı olmama rağmen, oyuncaklarını paylaşmak istemeyen çocuklar gibi başkasıyla paylaşmak istemem. Sakın evde yapamam diye korkmayın. Benim yaptığım yöntemle deneyin sonuçtan çok memnun kalacaksınız. Veee harika çıtırlıkta milföy pastalarınız olacak..Yılbaşına bunu denemeye ne dersiniz.

(Tarif Home TV de her zaman seyretmeye doyamadığım Jacques Torres  'e http://www.mrchocolate.com/)
ait..

Malzemeler:
8 adet milföy hamuru 

Pudra şekeri

Ara kreması için:


3 su bard.süt

2 yemek kaşığı tepeleme un

2 yemek kaşığı tepeleme nişaşta

4/3 su bard. şeker

1 kibrit kutusu büyüklüğünde tereyağ

1 paket vanilya

1 paket kaymak tadında krem şanti ( kremaya çok lezzet katıyor)


Muhallebinin hazırlanışı:

Süt, un, nişasta birlikte pişirilir indirmeye yakın içine şeker ve vanilya ilave edilip bir kaç dakika daha ateşte tutulur,  ocaktan alınarak 3 dakika mikserle çırpılır. tereyağ ve kaymak tadında krem şanti eklenip tekrar üç dakika çırpılır./(Örijinalinde ustası, normal krema şanti kullanılıyor ama bizim böylesi daha çok hoşumuza gidiyor. dilerseniz siz bunu daha da zenginleştirebilirsiniz)

Hazırlanışı:
Milföy hamurlar oda ısısında yumuşatılır merdaneyle çok az açılır.
Fırın tepsisinin tabanına pişirme kağıdı serilir, milföy hamurlarının üzeri çatalla delinir.
Sırasıyla milföy hamurlarının yarısı,( dört adet) pişirme kağıdı, milföy hamurunun kalan yarısı, pişirme kağıdı .
Bunların üzerine de şekilsiz kabarmalarını önlemek amacıyla baskı yapacak şekilde bir tepsi oturtulur
Sıcak fırında iyice pişirilir. Üst tepsi kaldırılıp pişip pişmediği kontrol edilir. Fırından alınıp soğuması beklenir
Her bir milföy ikiye kesilip  16 adet dikdörtgen elde edilir.bunlarda iki kata ayrılır
Her milföyün arasına ılık kremadan konur.( üç kat milföyün aralarına krema şeklinde hazırlanır.Fotoğrafta görüldüğü gibi )
Bolca pudra şekeri serpip servis yapılır..
Afiyet olsun.

Not:
Tepside Milföy hamurları pişirme kağıtları arasında kalacak şekilde olmalı..
Pastalarınızı servis yaparken keskin bir bıçakla dilimlerseniz düzgün parçalar elde edersiniz.
Dolapta 3-4 gün rahatlıkla saklayabilirsiniz.

2 Aralık 2010 Perşembe

Sevgili izleyicilerim hepinize güzel bir aralık ayı diliyorum İnşallah yeni yıl herkese sağlık huzur ve barış getirir.. Bu sıralar anneciğimin 4. defa değişen kalp pili ve tansiyon prablemleriyle uğraşıyorum.. Çok şükür ameliyat sonrası sağlığı iyi seyrediyor.. Tansiyonunu ve kanın düzeyi kontrol altında.. Ameliyat öncesi hastanede aniden  yaşanan tansiyonunun yükselmesi yine az da olsa zaten harap görmüş bedenine yine hasar bıraktırdı ama yine de o azimli bir o kadar güçlü ki herşeye göğüs geriyor..   Bizde iki  kız kardeş ev hastane ve benim işim arasında gidip geliyoruz.. İnanın arkadaşlar herşeyin başı sağlık , eğer o yoksa hiç ama hiç bir şeyin de tadı tuzu olmuyor.. Bu konuyu çok aktarmak istemiyordum ama bilmenizi istememin nedeni hepinize ayrı ayrı yorum bırakamamın üzüntüsü ama buna ne zamanım var ne de yazacak gücüm .. Hepinizi kucaklıyorum ve her fırsatta bu sıkıntılı günlerimde bloglarda öylesine dolaşarak birazcık yorgunluğumu bir kenara itiyorum..Lütfen kendinize çok ama çok iyi bakın .. 


Bu tarifimde çok önceden denenip arşivde bekleyenlerden . Tarifine gelince daha önce verdiğim elma - armut tatlısının tarifiyle aynı ama, tek farkı pişirirken içine kürdan ucu ile koyduğum kırmızı gıda boyasınin verdiği muhteşem renk. ve ortasındaki boşluğa konan kaymak veya kaymak tadında krem şanti..

24 Kasım 2010 Çarşamba

  • 24 Kasım 2010 Çarşamba
  • 7 yorum

Çok başarılı öğrenciler yetiştiren ve bir gün bile ne izin , ne rapor kullanmadan emekli olan sevgili babamın ve kendini öğrencilerine adamış, mesleğini hakkıyla yapan tüm  öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlarım.

22 Kasım 2010 Pazartesi



Hani mayalı hamur yoğurupta bir şeyler yaparız ve bazen hamurumuz artar ya işte bu tarifi  o zaman yapıverdim.  Sıcakken yenmesi tavsiye olunur ama sonrasında da yumuşacık ve peynirin verdiği klasik tuzlu çörek, börek veya kek tadında bir lezzet oluyor. Siz arasına dilediğiniz bir içi koyabilirsiniz. Ben evde bulunan labne peynir ve beyaz peyniri karıştırarak sürülebilecek kıvama getirip kullandım. Tarifimize geçelim,

Malzeme:

3 su bard. un
1/2 paket yaş maya
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 tatlı kaşığı tuz( biraz bu ölçüyü  azaltabilirsiniz)
Sıcak-ılık arası su




Sonrası işlem:
1 çay bard. sıvı yağ

İç malzemesi:
dilediğiniz herhangi bir iç malzemesi
Hamurun mayalanması :
Mayayı, şekeri, ve bir yemek kaşığı unu biraz ılık su ile bir kasede eritin va hafifçe kabarmasını bekleyin.
Bu arada yoğurma kabına unu eleyin tuzu serpin ve kabaran mayayı ilave edip pürüzsüz bir hamur yoğurun. Ilık bir yerde mayalanması için üstünü örterek bekletin. ( Eğer acelem varsa , hamur kabımı altına sıcak su dolu bir kap üzerine oturturum ve üzerini sıkıca bir örtü ile kapatırım, bu sayede 15 -20 dakikada hamurum mayalanır)
Mayalanan hamurunuza  sıvı yağı ilave edip hamurun mayasını söndürmeden hafif hareketlerle hamuru yeniden yoğurun. Çok fazla olmamak kaydıyla arada azar azar un ilave edebilirsiniz .
Hamur, elinize yağın etkisiyle de yapışmayacak bir yumuşaklıkta ve kıvamda olsun.
 Hamurunuzu iki parçaya ayırın, her birini dikdörtgen şeklinde 1/2 cm kalınlığında un serperek açın.
Yüzeyine iç malzemenizi sürün veya yayın.
Kısa kenarından çok sıkı olmayacak şekilde rulo sarın ve yağlanmış  tepsiye koyun diğerini de aynen hazırlayın 
Üzerlerine sütle veya su ile incelttiğiniz yumurta sarısını sürüp bıçakla çarpı şeklinde kesikler atın, belirgin olsun.
Dilerseniz çörekotu  susam veya haşhaş vs. serpiştirin ve sıcak fırında nar gibi kızarana kadar pişirin..
İki cm kalınlığında dilimleyin,  sıcak servis yapın. Afiyetler olsun efendim.. 

Not:
İç malzemesi olarak; labne peynir, biber salçası, kekik ve ceviz karışımını sürerek enfes bir lezzet elde edersiniz.

15 Kasım 2010 Pazartesi



Ağzınızı, ruhunuzu ve çevrenizi tadlandıran, mutlu, umutlu, bereketli nice bayramlar dilerim...

12 Kasım 2010 Cuma

  Merhabalar sevgili okurlarım, sizlere bugün çok güzel bir kek tarifi vermek istiyorum. Beni tanıyanlar bilir ki zorunlu olmadıkça kek yapmam, özel istek üzerine veya minik kalıplarda yapmayı tercih ederim..Sebebine gelince bir çok blog arkadaşlarımın yaptığı pofidik  kekleri bloglarında görünce biraz tırsmam ve de her zaman keki tutturamama korkum.. Çok şükür yapınca da tutmadığı olmuyor ama nedense ben kek yapmayı çok fazla sevmiyorum.. Belkide çay yanında kekten ziyade tuzluların, böreklerin ve salataların rağbet görmesinden kaynaklanıyor..Denemelerimde beğenilen tarifler ne yapılıyor? blogta sizlerle paylaşılıyor. Hadi paylaşalım öyleyse.

Malzemeler:  (Bu ölçüler büyük boy dikdörtgen borcam için)

1  Su bard.hindistan cevizi
3  Su bard.  un
3  Yumurta (oda sıcaklığında)
2  Su bard. toz şeker (2 parmak fazla şeker ilavesiyle tam tadında olacaktır)
1  Tutam tuz
1  Kahve fincanı sıvı yağ ( ben sadece salataya gezdirir gibi çok az ilave ediyorum)
1  Su bard. ılık süt
1  Tatlı kaşığı silme karbonat
3  Yemek kaşığı kakao
1   Kase kıyılmış ceviz


Hazırlanışı:

1- Kuru malzemeleri karıştırın.

2- Süt ve yumurtaları cam bir kasede köpükleşene kadar çırpın.

3- Kuru malzemeleri yumurtalı karışıma ilave edip tekrar çırpın ama çok değil homojen olması yeterlidir.
    Bu esnada kıyılmış cevi,zi ilave edip karıştırın.
4- Karışımı en büyük boy diktörgen borcamda veya büyük kek kalıbında hafif unlayarak pişirin. Malzememiz  diğer kalıplarda fazla gelip taşabilir (veya tarifteki öçüleri yarım ölçü azaltabilirsiniz)

5- 175 ' de önceden ısıtılmış fırında kapağını açmadan 35-40 dakika pişirin. kürdan testiyle kortrol ederek pişip pişmediğine bakıp fırından 10 dakika sonra çıkartıp soğutun.

6-Karelere kesip  üzerine 1 su bard.soğuk süt veya biraz kıvamı inceltilmiş frambuaz sos gezdirin çok yakışıyor ve yerken damağınızda umuşacık bir doku ve tat oluşuyor.Afiyet olsun.



Not:
-Dilerseniz kek dilimlerinin üzerine kiraz şekerlemesi veya krema ile süsleme yapabilirsiniz.
-İşyerindeki arkadaşlarım için ben verdiğim ölçülerde yaptım, yazdığım gibi siz yarım ölçü azaltıp daha küçük  kek kalıbında da yapabilirsiniz. denenmiştir.
-Bu kek malzemesini ikiye bölüp yarısına  kırmızı gıda boyası karıştırak pişirebilirsiniz ortaya nefis bir görüntü çıkıyor, veya tamamını yine kırmızı gıda boyası ile hazırlayıp kalp şeklinde bir kalıpla pişirip sevdiklerinizi şımartabilirsiniz.

9 Kasım 2010 Salı


Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu ve Türkiye'de, neredeyse bir yüzyıldır yaşanan toplumsal, siyasal ve ekonomik devrimci bir sürecin, ayrılmaz ve belki de en önemli parçası oldu. Bir sonbahar günü kaybettik Mustafa Kemal Atatürk'ü.
Cumhuriyetin aydınlık insanları onu fikirleriyle yaşatmayı hep sürdürecektir. Ruhu şadolsun.




ATATÜRK’TEN SON MEKTUP



Siz beni hâlâ anlayamadınız,

Ve anlayamayacaksınız çağlarca da,

Hep tutturmuş “yıl 1919, Mayısın 19′u” diyorsunuz,

Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övünüyorsunuz.

Mustafa Kemal’i anlamak bu değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,

Bırakın rahat etsin anılarda şehitler,

Siz bana neler yaptınız ondan haber verin,

Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin,

Mustafa Kemal’i anlamak yerinde saymak değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bana muştular getirin bir daha,

Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan;

Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı,

Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı,
Mustafa Kemal’i anlamak avunmak değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda,

Hâlâ oturmuş 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz,

Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın,

Uluslar, fethine çıkıyor uzak dünyaların.

Mustafa Kemal’i anlamak göz boyamak değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız,

Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil,

Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar,

Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.

Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü


Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz hiç

ilerlememiş;


Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek

dururken,


Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız

gülen,

Mustafa Kemal'i anlamak itişmek değil

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla

Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla

Bu vatan, bu canim vatan sizden çalışmak ister

Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter yeter

Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.






Halim Yağcıoğlu
























































5 Kasım 2010 Cuma

Ispanak - LÖSEV


Kurban Bayramı yaklaşıyor. Çeşitli kurumlara bağışta bulunabilirsiniz. LÖSEV de bunlardan biri. LÖSEV'in satış sitesi olan Ispanak'tan dilerseniz sevdikleriniz için hediyelik veya kendiniz için kullanışlı ürünler satın alarak da katkıda bulunabilirsiniz. İşte Ispanak'ın 2010 sonbahar e-bülteni;



Ve LÖSEV'e bağışta bulunabileceğiniz yolların tümü bu adreste.


Sizin için küçük bir hareket, çocuklar için çok değerli bir katkı olacaktır. Hele de tüketim dayatmasının tavan yaptığı günümüzde, herkesin cebinde, hesabında, kurumlara bağışta bulunacak bir miktar parası mutlaka vardır.



Lütfen ertelemeden katkıda bulunalım.

Sevgili bembi 'ye bu dıuyarlılığından dolayı çok teşekkür ederim. Bloğunda duyurusunu görüp hemen benimde yayınlamam gerektiğini düşündüm. Eminim hepimiz bloglarımızda bizi yakından ilgilendiren böyle sosyal içerikli konuları duyurarak daha geniş kitlelere ulaşırız. bu bile bir katkıdır.. Bütün duyarlı arkadaşlarıma buradan sevgiler..

2 Kasım 2010 Salı



Merhabalar, balık mevsimi başladı çoktan, fırsat buldukça haftada en az bir kere balık yememiz öneriliyor. Bizde yemeğe özen gösteriyoruz.  Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı (küçük balıklardan)olmalı deniyor.


Ankara'lılar turna balığını çoğunlukla bilmezler oysa o kadar lezzetli bir balıktır ki anlatamam. Balıkçım her geldiğinde mutlaka haber verir ve gider alırım.. Bu balığı önceleri normal karabiber ve tuzla tatlandırıp una bulayarak klasik şekilde kızartırdım ama bu tarifi bulalı hep böyle yapıyorum. Gerçekten de kalamar tadında dışı çıtır içi yumuşak dokulu bir balık yiyorsunuz. Denediğinizde göreceksiniz.



 Bu sos tarifi bir balık tutkunu olan Sayın Alpay Gülbakan' a aittir kendisine teşekkür ederim..

Not: bu sosla sardalya da yapabilirsiniz.
Tarifi:

1 kg. turna balığı

Sos için:
2yumurta sarısı
1 yemek kaşığı salça
1 şişe meden suyu
pul biber,tuz,
1 çay kaşığı karbonat

Hazırlanışı:
Turna balıklarını balıkçınıza fleto yaptırın veya temizletip çizikler atmasını rica edin..

Sos malzemesini iyice çırpın yayvan bir kaba alın ve balıkları bu sosa  yatırın, üzerini örtüp 5 dakika bekletin.

 Sostan çıkarıp fazla suyunu süzdürerek hafifçe gerekirse kağıt havlu ile kurulayarak una bulayın, önce deri kısmı alta gelecek şekilde kızgın yağa atın, kızaran deri kısmı içini actığı an ters cevrilip iç kısmnı  kızartın..
(deri kısmının ilk atılması cizik kısımların iyice acılmasını sağlayacak)
Balık piştikten sonra tavadan cıkartıp fazla yağını emmesi için kağıt havlu üzerinde tutulup bol yeşil salata ile servis edin. Afiyet olsun.




1 Kasım 2010 Pazartesi

Hepinize güzel bir hafta diliyorum. Bugün  raporum bitti ve işime başladım şaka maka özlemişim masamı ve sevdiklerimi, iş ortamını  dahası sizleri.. Kolay değil bunca sene birebir çalışmışız özleniyor ve ben çalıştığımda hayatıma ve kendime daha çok özenli davranıyorum Daha planlı programlı oluyorum..Kızımın da daha önce belirttiği  gibi ameliyatım başarılı geçti çok şükür ve sonuçlar temiz çıktı. Değerli doktorum ve klinikteki ekibine ne kadar teşekkür etsem azdır. Bana çok özel bir insanmışım duygusunu hissettirdiler. Onlara çok şey borçluyum.. Herşeyin para olmadığını ben onlarda gördüm. Genelde ameliyat dendiği zaman mutlaka bir iki doktorun da fikri alınır ya ben bunu bu sefer yapmak gereği bile duymadım ve doktoruma güvenip gözü kapalı gittim ameliyata. Ameliyet sonrası ilk haftam çok zor geçti çünkü narkozu atmam zor oldu ve midem çok ağrı yaptı hiç bir şey yiyemedim ve midem için tedavi uyguladılar bir haftadan sonra yavaş yavaş kalkabildim ve yemek yemeğe başladım.. Allah kimseye dermansız dert vermesin, herşeyin başı sağlık söznü boşuna dememişler..
Evdeyken genelde zorunlu istirahat ettim ve canım komşularım, akrabalarım ve arkadaşlarım hiç yalnız bırakmadılar..Sevgili  Suna' cığım, Selma'cığım güzel börek çörekleriyle beni ihya ettiler yetmedi ziyaretime gelenler misafirlerime de yapııp getirdiler ve ikram ettiler. Diğerleri de yalnız bırakmadı her fırsatta uğradılar sağolsunlar.. Bunları görmek elbette insanı çok mutlu ediyor. Buradan onları çoook öpüyorum.. Evdeyken yazamadım bloğuma birazcık tarifler birikti artık fırsat buldukça sizlerle paylaşacağımı biliyorsunuz .. Bu arada raporun biteceği son hafta çok önceden planlanıp kesinleştirdiğimiz iki günlük Ilgaz Mountain Resort te iki günlük kısacık bir tatil yaptık tabiki doktorumun kesin talimatlarına uymak şartıyla.. Herşey çok güzeldi nefis bir çam ormanı ve herşeyin düşünüldüğü bir devremülk +otel hizmeti. Yemekleri çok lezzettliydi belitmeliyim.. Tam  bir dağ havası ve bol sis vardı çekebildiğimiz kadar resim çekmeye çalıştık, zira genellikle sisten göz gözü görmez oluyordu. Bu eşsiz doğa güzelliğini fırsat yaratıp görmenizi tavsiye ederim..Bu mevsim biraz ölü sezondu ama yine de hafta sonu tıklım tıklım oldu. Eminim yazın o bunaltıcı sıcaklarda buraya kaçmak veya tam kayak yapılacak kış mevsiminde çok daha  keyif alınacaktır..Hadi resimlere bakalım..





Mücadele yıllarında vatan için canını seve seve vermiş olan şehit Şerife Bacı' nın anıtı bizi çok duygulandırdı görmenizi isterim..Bu mekanda o yıllara özgü bir çok fotoğrafta otelin her yerinde sergileniyor ..Kurtuluş Savaşı’nda eli silah tutanların cephede olduğu sıralarda İnebolu’ya çıkarılan silah ve cephanelerin Kastamonu üzerinden Ankara’ya ulaştırılmasında yaşlı erkeklerle kadınların da insanüstü çalışmaları olmuş, tarihe geçmişlerdir. Bu tarihe geçen kadınlarımızdan biri de Seydilerli Şehit Şerife Bacı’dır. Şerife Bacı 1921 yılının çetin kış şartlarının hüküm sürdüğü Aralık ayında sırtında çocuğu, önünde kağnısı ile İnebolu’dan Kastamonu’ya cephane taşırken, Kastamonu Kışlası önüne kadar gelmiş, mermileri ve çocuğunu korumak uğruna donarak şehit olmuştur.

Şehit Şerife Bacı Anıtı

İnebolu sahilinde Kastamonu yolunun başladığı yerde arnavut kaldırımı döşeli bir parkın içindeki Şehit Şerife Bacı Anıtı bulunmaktadır. Anıtın plaketinde “Bu anıt İstiklal Savaşı şehitlerinden Şerife Bacı’nın anısını Cumhuriyet çocuklarına anlatmak için Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman tarafından armağan edilmiştir. 4 Aralık 2001″ yazılıdır. 
 
Sisin en yoğun olduğu saatlerde insan bambaşka duygular hissediyor oralarda..

Lobinin başka bir köşesi, bu koltukları çok şık buldum
Lobideki şömine akşam saatlerinde yanınca çok keyifli oluyordu.. Hemen önündeki U şeklinde dizilmiş oturma sedirine geçip sıcak çayımızı yudumluyorduk..Lobinin sabah saatlerinde biraz soğuk olmasının dışında beni rahatsız eden bir şey olmadı açıkcası...
Lokanta kısmı çok ferah ve herşey tertemizdi. Ayrıca yemeklerini biz inanılmaz derecede lezzetli bulduk ve özellikle aşçılarına bizzat teşekkür ettik..Hafta sonu akşamı canlı müzik vardı ve herkes çok güzel eğlendi..

                       Kapalı yüzme havuzuna doktorum izin vermediği için maalesef giremedim .

Bu mevsimde çiğdem olur mu olurmuş.!!

Mantarlar yumurta gibi her adım başı topraktan başlarını güneşe uzatmışlar..





Gözünüzün görebildiği en son uzaklıkta bile çam ormanı mevcut.


Bunu dönüşde otobüsten çekmiştim..

28 Ekim 2010 Perşembe




Cumhuriyet; fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister.


Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.

20 Ekim 2010 Çarşamba

Sevgili dostlar, en kısa zamanda sizlerle olmayı diliyorum..Hepinizi çok özledim . Henüz masaya oturup klavyeyi kullanamıyorum ama size kısacık bir tatlı tarifiyle olsun merhaba demek istedim. Bu arada yorum yazan dostlara çok teşekkür ederim..

Armutları tatlı krizim tuttuğunda çok uğraştırmayacağı için yaptım..Şekerle soyulmuş ve çekirdek yatakları temizlenmiş armutları pişirdim içine karanfil atmayı ihmal etmedim ve soğuyunca kaymakla ve kavrulmuş fındık tozuyla kendime servis ettim.. çok da güzel ve hafif bir tatlı oluverdi.. Ağzınızın tadı hiç bozulmasın.. sevgiyle kalın..

7 Ekim 2010 Perşembe


Sevgili anneciğim yerine sizlere ben ,yani Derya, merhaba diyeyim istedim. Çünkü annem, geçtiğimiz pazartesi günü planlanmamış bir şekilde hastaneye yattı ve ameliyat oldu. Sizleri meraklandırmayayım ve olayı kısaca anlatayım. Cuma günü başlayan hafif kasık ağrısının pazartesi günü şiddetlenmesi üzerine annem, jinekoloğuna kontrole gitmeye karar vermiş ve iş çıkışı doğru doktorun yolunu tutmuş, bu sırada babam da ona eşlik etmiş. Ben de okuldan çıkıp eve gittim ve yemekleri,sofrayı hazırlayıp başladım bizimkilerin eve dönmesini beklemeye. Doktora gideceğinden haberim vardı tabi ki ama olumsuz bir durum olabileceği hiç aklıma gelmemişti doğal olarak. Saat 20:30 gibi babamdan telefon geldi. Acil hastaneye gittiklerini ve annemin ameliyat olması gerektiğini söyledi. Doktor, kontroller sonucu yaklaşık 8 cm. çapında bir kist tespit etmiş ve acil ameliyatla alınması gerektiğini, zaman kaybedilirse patlama riski olduğunu söylemiş. Annem ve babam da doktordan doğru Ankara Medicana Hastanesi'ne gitmişler ve yarım saat kadar sonra da annem ameliyata alınmış. Yaklaşık  1 saat süren başarılı bir operasyon ile annemin sevgili doktoru Dr. Abdullah Çandar, annemin durumunun iyi olduğunu söylemiş. Ben de evde,babamdan haber bekliyordum sabırsızlıkla. Neyse, o gece annemin yanında refakatçi olarak teyzem kaldı ve babam da eve geldi. Tabi ikimiz de hala olayın şaşkınlığını atamamıştık. Çünkü annemin henüz ağustos ayında yaptırdığı rutin jinekolojik kontrolünde hiçbir kist vb. tespit edilmemişken yaklaşık 1,5 ay içinde bu kadar büyük bir kistin oluşup hem de bu derece riski bir hale gelmesi bizi çok şaşırtmıştı.
Hastanede geçen 3 gecenin ardından bugün annem taburcu oldu ve şu an evde dinleniyor.Durumu çok iyi. 2 hafta raporlu ve ben de bu sürede ona bakıcılık yapacağım :) Siz de kendinize iyi bakın. En kısa sürede annem tekrar sizlerle olacak inşallah...

6 Ekim 2010 Çarşamba



Arkadaşlar kolay ve çabuk olduğu kadar ağızda hemen eriyen bir kıvamda helva yapmak isterseniz bu tarifim tam size göre. 15-20 dakika arasında hazırlayıp misafinize bile ikram ederek güzel iltifatları alacaksınız emin olun.. Lokum tadında  ve yumuşacık bir helva oluyor. Siz kişi sayısına göre ölçülerde gerekli ayarlamayı yapabilirsiniz..

Malzemeler:
2 su brd.irmik
1 su brd. toz şeker
200 gr. margarin veya yarı yarıya sıvı+ yağ tereyağı
1 su brd. süt
1 su brd. su
2 yemek kaşığı badem

Hazırlanışı: 
 Su ve şeker ile bir şerbet hazırlayın.
Yayvan ve geniş bir tencereye margarini koyup ısıtın bu arada kabuksuz çiğ bademleri ilave edip 5 dakika kavurun. İrmiği de ilave edip 15 dakika kadar orta ateşte devamlı karıştırarak ( irmiğin ve bademlerin hafifçe rengi dönene kadar)
kavurun .
Ocağın altını kısın veya kapatın helvaya şerbeti ve ılık sütü ilave edip karıştırın.
Tekrar ocağa alıp yüzeyi suluca kalıncaya kadar tutun ve tekrar karıştırıp demlenmeye bırakın
Ilınınca şekil verip dilerseniz toz tarçın serperek servis yapın.
Afiyet olsun..

30 Eylül 2010 Perşembe

Sevgili Öykü , özellikle geleceğimizi, çocuklarımızı yakından ilgilendiren çok önemli bir konuda Hepimizı bir göreve davet edıyor...hepinizin bu konuda çok duyarlı olduğunu düşünerek yazısını paylaşıyorum...

her bırınız bı agacın kurtulusu ıcın ses verın..

Oncelıkle şu linke tıklayıp okuyun

http://www.2milyonistanbullu.com/

Ormanların yokedılmesı söz konusu..

ıcınde yasayan agacları ıle..

sıncapları ıle

kırpılerı ıle..

Ben bu sene hayatımda ılk defa bı kırpıyle yuzyuze geldım..

temmuz ayının ortalarında cok sıcak bı gece... bahcede otururken onumden mınık mınık

adımları ıle yuruyen bu sevımlı canlıyı gordum.. kucuk kcuk homurtuya benzer sesler cıkarıyordu..

oylesıne özgun oylesıne sevımlıydı kı

o ormanlar onların evlerı..

o ormanların ıcınde kırpıler var.. tılkıler var.. ayıcıklar var.. sıncaplar var.. cakallar var..

Var...

adını sayamadıgım bı suru hayvana ev sahıplıgı yapıyor o ormanlar..

ve onca agaca..

o agaclar.. hepımızın hayatında cok onemlı rol oynarken

üçüncü köpru adına bır sure sonra olmaycaklar..

sayısını bılemedıgım kadar cok agac kesılecek..

ben bı tane agacın kesılmesıne bıle aglarken..

Ha bı cınayet!

ha bı agac kesılmıs farkı yok kı.. diye devam ediyor..

Bu bağlamda hepimizin elinden ne geliyorsa yapmak zorundayız. Hadi öyleyse iş başına ..

29 Eylül 2010 Çarşamba

  
Merhabalar sevgli bloger dostlarım, benim doğum günüm 3 eylüldü ve biz yoğun iş temposundan kutlama yapmamıştık. O günün akşamı da çok  sevdiğimiz bir komşumuzun oğlu için küçük çapta kına gecesine katıldık ve  eve oldukça geç döndük. Küçük kızım da işten gelip geç satlere kadar bizi bekleyip bana aldığı hediyenin üzerine kutlama notu iliştirip uyuyakalmıştı. Eve gelip hediyeyi ve üçümüze aldığı minik kırmızı kalp pastaları görünce çok duygulandım doğrusu.. Hemen yanına gidip sezsizce yanaklarından öpüp iyi geceler diledim ve teşekkür ettim.. Ertesi akşamı için  yeğenim  Şule bizi  aynı zamanda iftara davet etmişti, onun yakışıklı oğlu Dorukan' ın da doğum günü  6 eylül, yani yakın tarihler..Yeğenim,  iftar dan sonra az kremalı bir pasta  ile ikimizinde doğum günümüzü kutlayalım istedi... bende pastaları yapmak şartıyla kabul ettim. O akşam kayınvalidesi yine nefis yemeklerle sofrayı donatmıştı Ha bu arada Şule'ciğiminde hakkını yememek lazım çünkü o da hem çok becerikli hem mutfakta olmayı çok sevenlerden.. Yaptığım pastaların görüntüsü prfesyonel olmasa da lezzetleri   muhteşem olmuştu.Tabi her iki pasta derken diğer yeğenim Nergiz'in tatlı mı tatlı kızı  Zeynep' de eksik kalmasın diye pastanın birisini de ona yapmış olduk, çünkü anneannesinin diktiği beyaz şifon elbiseyi giyeceğini ve pastaları sabırsızlıkla beklediğini öğrendik, ikisi de pek bir mutlu oldular..Pastalarımın pandispanyaları ve pasta kremalarının  tarifleri sevgili Burcu 'ya http://www.pastaci.blogspot.com/ ait. Çok hafif iki pasta yaptım, birisi beyaz kremalı meyveli, diğeri bol fındık krokanlı çikolatalı (üzerindeki metal araba ve ayıcıklar tabi ki hazır)..İftar yemeğimiz ve doğum günü kutlamamız çok keyifli geçti bu arada beni unutmayıp kutlayan ve hediyelerini çok önceden alan iki değerli arkadaşıma da sonsuz sevgilerimi ve teşekkürlerimi buradan ileteyim..



22 Eylül 2010 Çarşamba
































Merhabalar hepinize, bu bayram daha çok uzun süredir görüşmek istediğimiz  ama zaman kısıtlığı nedeniyle buna fırsat bulamadığımız eş, dost akraba ziyaretlerini yapmaya çalıştık. Bunun yanısıra bize kısa bir dinlenmede oldu. Ardından  sonbahara ve iş yaşamına yoğun bir şekilde başladık.  Geçen hafta İstanbul'dan kuzucuklar geleceği  için  iki gün izin alabildim. Onlarla da bayram sonrası hasret gidermiş olduk.  Onlara da bayramda misafirlerim için yaptıklarımın aynısını ziyadesiyle yaptım ve tattırdım..Bu arada sevgili bloger arkadaşım Şeyma'nın http://www.yemekcini.com/2010/08/18/uzi/ tariflerinden birisini de deneme fırsatım oldu.. Bizim çok hoşumuza gitti, tam bir davet yemeği bence. Ben ufak tefek değişiklikler yaptım (tavuk eti yerine önceden pişirdiğim kuzu eti  kullandım, ayrıca küçük doğranmış kırmızı dolmalık biber parçaları ilave ettim)ama size orijinal tarifi yazıyorum..Tadı görüntüsü muhteşemdi.. Siz kişi sayınıza göre malzemenizin ölçülerini ayarlayabilirsiniz.. buradan sevgili Şeyma'ya çok teşekkür ederim.. Gelelim tarife:

Malzemeler: (18 adet )

Malzemeler
-  3 adet yufka
- 2 su bardağı pirinç
- 3 su bardağı kaynar su
-
4 yemek kaşığı kabuksuz çiğ badem
- 1 su bardağı iç bezelye
- 1 adet orta boy havuç
- 1 çift tavuk göğsü
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- Tuz, karabiber
- Bunlara ilave kırmızı dolmalık biberden de minik parçalar ekledim)

Yapılışı
1. Pirinci nişastasını akıtana kadar 2-3 kere güzelce yıkayın. Bir kaba alıp 1 tatlı kaşığı kadar tuz ilave edin. Üzerine kaynar su ilave edip karıştırın. En az 1 saat önceden ıslamanız yeterli olacaktır.
2. Tavuk göğsünü haşlayın, didin.
3. Küçük bir tencerede ufak küpler halinde doğradığınız havucu ve bezelyeyi az miktarda tuz ekleyerek haşlayın.
4. Küçük bir teflon tavaya 1 – 2 yemek kaşığı zeytinyağı ekleyin. Dikey olarak ikiye bölünmüş, kabuksuz çiğ bademleri ekleyip güzelce kavurun.
5. Teflon bir tencereye bir miktar sıvı yağ ekleyip yıkanıp süzülen pirinçleri ilave edin, pirinçlerin göbekleri şeffaflaşana kadar kavurun. Tuzunu ekledikten sonra 3 su bardağı kaynar su ekleyin. Kısık ateşte demlendirerek pişirin. Pişen pilava bir tavada kızarttığınız tereyağı ve zeytinyağı karışımını ekleyin, karıştırın.
6. Hazır olan pilava dilediğiniz baharatlarla birlikte karabiberi, havucu, bezelyeyi, bademleri ve didilmiş tavuk etini ekleyip karıştırın.
7. Yufkaları yufka başına 6 dilim çıkacak şekilde üçgenlere bölün. Üçgenlerden birini kasenin içine döşeyin, üçgenin uzun tarafını kasenin içine geri katlayın. Yufkaya bir fırça yardımıyla az miktarda zeytinyağı sürün. İçine hazırlamış olduğunuz pilavdan koyun, yufkanın sarkan kenarlarını üzerine kapatın. Kaseyi ters çevirin ve hazır olan uziyi yağlanmış fırın tepsisine dizin.
8. Hazırladığınız uzilerin üzerine yumurta sarısı ve zeytinyağı karışımı sürün. 200 derecede üzerleri kızarana kadar pişirin.

13 Eylül 2010 Pazartesi

Bayram sonrası hepinize güzel bir hafta diliyorum.. Bayramda yaptığım kurutulmuş biber ve patlıcan dolmasını  tadan misafirlerim tarifini mutlaka vermemi istemişlerdi. Bende hem onlar için hemde siz değerli okuyucularım için burada severek paylaşmak istedim. Her hanımın bir yoğurt çalışı var denir, benim de tabiki öyle.. Dolma yaparken  ölçülerim her bir dolma  için bir yemek kaşığı pirinç hesabıdır.Dolmalık fıstık ve üzümü isteğe bağlı kullanırım, bu seferde kullandım.. Baharat olarak yeni bahar ve kimyon benim vazgeçemediğim iki malzemedir. Bir püf nokta da piştikten sonra üzerlerine limon suyu ve zeytinyağı gezdiririm.. gelelim tarife:
Bu ölçüleri  bayram nedeniyle fazla tuttum, siz dilediğiniz kadar hazırlayın.


Malzemeler:
15 adet kuru patlıcan
15 adet kuru biber
4 adet orta boy kuru soğan
2 adet iri diş sarımsak
1'er  yemek kaşığı domates ve biber salçası
2 yemek kaşığı toz şeker
1 limon suyu (yarısı pişince üzerine sıkılacak)
Pirinç (her dolma için 1 yemek kaşığı silme hesabı )
1/2 su bard. zeytinyağı
2 yemek kaşığı dolmalık fıstık ve kuş üzümü
Kimyon, yeni bahar, kuru nane, kıyılmış maydonoz, tuz


Yapılışı:
Patlıcanlar çatal batacak yumuşaklıkta olacak şekilde haşlanır, Biberlerde ayrı bir tencerede yumuşayana kadar haşlanıp üzerine soğuk su ekleyerek iç hazırlanana kadar bekletilir sonra her ikisinin de birkaç kez suları değiştirilir.. Kuş üzümü sıcak suda bekletilir.
Bir tencerede zeytinyağında yemeklik doğranmış sarımsak, soğan ve fıstık birlikte şeffaflaşana kadar kavrulur .
Salçalar eklenir birkaç kez karıştırılarak tekrar kavrulur ve yıkanmış süzülmüş pirinç ve bir çay bard. sıcak su ,tuz eklenir yine kavrulur. Ocaktan alınır soğumaya bırakılır . Bu aşamada kimyon kuru nane, yeni bahar şeker ve yarım limonun suyu  kıyılmış taze maydonoz eklenip tadı ayarlanır. Eğer bol acılı tercih ederseniz pul biber, acı biber salçası katabilirsiniz veya kuru biberin acı olanını kullanabilirsiniz , bu sizin damak zevkinize kalmış birşey.. her dolmalığı üzerinden bir parmak eksik kalacak şekilde içle gevşekçe doldurup alta patlıcanlar arka arkaya , üzerlerine de biberler ağızları yukarda olacak şekilde tencereye dizilir. gerekirse bir tabak kapatarak ve bir su bard. sıcak su ilavesiyle önce harlı ateşte sonra kısık ateşte pirinç taneleri yumuşayana kadar pişirilir Ocaktan alınıp üzerlerine biraz zeytinyağı ve yarım limon suyu gezdirilip ılınması beklenir.. Afiyetler olsun..



Muhallebili Kadayıf

Bu tarifi hem çok hafif hemde çok lezzetli bulduğum için bayramda yapmaya karar verdim.. Bir kaç kez  günlerimizde arkadaşlar yapmıştı ve tattığımda çok beğenmiştim.

Onlardan aldığım tarife göre uyguladım ve tadına bakanlardan gerçekten tam not aldı.. Tam not alan tariflerde tabiki sizlerle paylaşılmalı..

Malzemeler: (bu ölçü büyük boy diktöregen borcama tam geliyor)

Muhallebisi için:
5 su bard.süt
2 yemek kaşığı tepeleme un
2 yemek kaşığı teğeleme  nişaşta
1 su bard. şeker
2 kibrit kutusu büyüklüğünde margarin
2-3 parçacık damla sakızı
1 paket kaymak tadında krem şanti

Muhallebinin hazırlanışı:
Süt, un, nişasta birlikte pişirilir indirmeye  yakın içine şekeri, ve damla sakızı ilave edilip bir kaç dakika daha ateşte tutulur ve ocaktan alınarak 3 dakika mikserle çırpılır.  margarin(ben tereyağ kullandım)Kaymak tadında krem şanti eklenip tekrar çırpılır.

400 gr.Kadayıf
1 çorba kasesi şeker
1 çorba kasesi iri kırılmış fındık

Yapılışı:
Kadayıf  buzlukta bir kaç saat tuıtularak sertleşmesi sağlanır ve çıkartılıp ufak parçalara kırılır.  Şeker ve fındıkla derin ve geniş bir tencerede iyice harmanlanır. Kokusu çıkana  kadar devamlı karıştırılarak  kavrulur. (bu aşamayı bir daha ki seferde fırında denemeyi düşünüyorum, benim ellerim ağrıdığı için beni yordu, zira kavrulması biraz uzun sürüyor)
kadayıfın yarısı borcamın dibine eşit miktarda serilerek bastırılır, üzerine  muhallebi yayılır ve kalan kadayıf ta bunun üzerine serilir kaşık tersiyle düzeltilir Bir gece buzdolabında bekletilir ertesi gün dikkatle dilimlenerek servis yapılır.
Afiyetler olsun..

CAFEDERYA

CAFEDERYA
Tasarım pastalar,kurabiyeler, cupcakeler. Ayrıca Ev yapımı hamur işleri, tatlılar, mezeler, yöresel lezzetler...

Atam İzindeyiz

Atam İzindeyiz

Blogroll

free counters

Popüper Yazılar

Blog Arşivi

Yukarı